Terapi... “Çocukluğa mı Dönüyoruz?”

Sanırım kendi çocukluğumdan beri ki eminim ondan öncesinde de vardı, terapi dendi mi akla ilk gelen ve anlaşılan o ki bir daha da akıldan çıkmayan kalıp bu; “Çocukluğa Dönmek”. Bir iki cümle ötesinde de Divan ve Freud var! Yani hayatın hangi dönemecinde olursanız olun, yaşınız, boyunuz, kilonuz kaç olursa olsun, sizi terapiye getiren konudan bile bağımsız olarak çocukluğa dönüyoruz! 20’li yaşlardaki danışanlarım uzun zamandır varolan ve sıkça kullanılan neredeyse klasikleşmiş bu tarz laflara “geyik” diyor. Terapide çocukluğa dönüş de dışarıdan böyle galiba yani geyik. Ya içeride…
Gençlerle ve yetişkinlerle çalışıyorum, tek gelenler, çiftler, aileler… Depresyon, Kaygı, Travma ana başlıklar... Ev hayatından, iş hayatından seçmeler. Konu her ne ise, ilişkideki karmaşadan, yöneticiyle anlaşmazlığa, panik ataktan sunum yapma korkusuna kadar, illa biryerlerden bağlanıyoruz geçmişe. Çocukluk öyle kıymetli bir dönem ki kim olduğumuzu tanımlamada, terapide kaçınılmaz olarak çıkıyor karşımıza. Bugünü ve bugünden, kendimizden beklentiyi anlamada, benliğimizi tanımlayan anılarla dolu geçmişten el alıyoruz. Geçmişin pozitif rezervlerini daha sık hatırlayıp, nahoş kesitleriyle halleşmeye çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken evet çocukluğa sıkça göz kırpıyoruz kırpmasına da “çocukluğa dönmek” mi? İşte onu istesek de yapamıyoruz…

Ayşegül Kalem, 13 Kasım 2018